top of page
  • Yazarın fotoğrafıarzu a. ergin

Rüya gibi bir şehir Amsterdam



Mimarisi, düzeni, tarihi eserleri, müzeleri, kanalları, doğası ve eğlencesi ile bambaşka bir şehir Amsterdam. Sizin tercihinize göre şehir sizi hem gezdirecek hem eğlendirecek.



Şehri uçtan uca sarmalayan kanalları, şehir merkezinden köylere kadar uzanan bisiklet yolları ile medeniyetin en önemli şehirlerinden birisi olarak öne çıkıyor.


Bizim tatil planımız hem tarihi yerleri görmek, hem eğlenmek hem de dinlenmek olunca biraz farklı bir rota çizdik. Rotamız yol üstünde biraz değişikliğe uğrasa da sonuçta hem görmek istediğimiz yerleri gördük hem de seyahatimizden epey keyif aldık. 


İlk durağımız Amsterdam’dı. Sonrasında sırası ile rotamız Zaandam (Zanse Schans), Edam, Volendam, Marken Adası, Giethoorn, Stavoren, Vollenhove, Rotterdam, Gent, Brudge, Zeebrugge, Dunkerque (Dunkkirk), Lahey ve Amsterdam’a dönüş şeklindeydi. 5 gece 6 günlük sıkışık bir programda epey şehir görmeye çalıştık, malum Euro aldı başını gidiyor (bu geziyi yaptığımızda kur 18 TL civarinda) bu sebeple bir kerede ne kadar çok yer keşfetsek kardır düşüncesiyle hareket edip çok yere uğramaya çalıştık. 2 gece Amsterdam, 2 gece Giethoorn ve 1 gece Brudge’da konakladık. Biz planımızı Pegasus havayollarının yurtdışı indirim kampanyasında uygun bilet bulunca önce uçak bileti alarak yaptığımız için rota seçeneğimiz  sonradan gelişti ve otel fiyatlarına göre de planlama nihai haline geldi. Rotaya Giethoorn ile başlayıp sonra Belçika ve ardından Rotterdam ve Amsterdam şeklinde bir plan daha efektif olabilir. Bizim seyahatimiz üzerinden ilerleyelim ama siz bu şekilde de planlama yapabilirsiniz.


İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanından seyahatimize başladık, havalimanı yoğunluğunu gözününe alarak uçuşumuzdan 3 saat önce havalimanına vardık. 12:30 uçuşu için 09:00 gibi havalimanındaydık. Yurtdışı çıkış harcımızı online ödeme ile aldık (bankaların internet şubeleri (İşbankası ve Denizbank internet şubesinden ödeme yapılıyor) ve İnternet Vergi Dairesi üzerinden yurtdışı çıkış harcınızı ödeyebilirsiniz). El bagajı ile gittiğimiz için önceden check-in işlemini tamamlayarak mobil biniş kartlarımızı uygulamadan almıştık, yine de havalimanında kiosklardan biletimizin çıktısını aldık (ki iyi ki almışız uçuğa binerken pasaport kontrolde işimize yaradı). Bilet çıktısını alarak havalimanındaki pasaport kontrol noktasına ilerledik. Eğer e-pasaportunuz varsa hemen ilk bankoda bulunan güvenlikten geçerek pasaportunuzu taratarak geçişinizi sağlayabilirsiniz. Benim pasaportum henüz yenilenmediği için Pasaport kontrol sırasına girerek ilerledik. Pasaport polisinde kontrol sonrası havalimanı güvenliğinden geçerek içeriye giriş yaptık. Biraz duty free turu sonrasında kahvaltı ve kahve için kafeye geçerek uçulşu beklemeye başladık. Uçuşa hala yaklaşık 2 saatimiz vardı, işlemler beklediğimizden biraz hızlı bitti Sabiha Gökçen’de. Kahve molası sonrası uçuşumuz için uçuş kapısına yönlendik ve burada kapının açılmasını biraz daha bekledik. Bu arada beklerken pasaport ve bilet kontrollerimiz yapıldı ve bilet çıktısı olanlara onay verildi ki uçağa binerken tekrar pasaport göstermemize gerek kalmadı. Uçağa geçişimiz ve kalkışımız yarım saat gecikmeli olsada sanırım pilot havada bu süreyi telafi etti 3 saat sonra Amsterdam Schipol Havalimanına iniş yaptık. 

Schipol Havalimanında All Pasaports bölümünden :( pasaport kontrolüne gittik. Çok az bir sıra ile neredeyse hiç soru sorulmadan otel rezervasyonuna yada dönüş uçak biletine bakılmadan ne kadar kalacaksınız nereye geldiniz neden geldiniz gibi 3 kısa soru ile pasaport kontrolünden geçtik (epey şaşırtıcıydı bizim için şimdiye kadar bir çok ülkede hem dönüş uçak bileti hem de otel rezervasyonlarını görmek istemişlerdi pasaport kontrollerinde). 


İlk durağımız Amsterdam’da otel tercihimizi merkez tren istasyonuna yakın bir mesafede Damrak’ta 2 yıldızlı bir otel seçtik. Fiyat performans açısından tercihimiz merkeze yakın, temiz, özel banyolu ve 24 saat check-in yapabileceğimiz otellerdi. Amsterdam’da konaklama genel olarak pahalı üstüne bizim kur farkımızdan dolayı epey araştırma yaptık. Erken rezervasyon ile iki otele de sonradan iptal seçeneği olan rezervasyon yaptık. Sonrasında iyicene araştırarak birini iptal ederek Hotel Manofa’da karar kıldık. Diğer seçeneğimiz Dam Hotel’di. 



Havalimanından otele taksi, otobüs ve tren ile geçebilirsiniz ama en iyi tercih hızlı tren. Biletinizi havalimanındaki kiosklardan hızlıca alabilirsiniz. Genelde kredi kartı dışında ödeme seçeneği olmuyor, kredi kartınızın yurtdışında kullanıma açmayı unutmayın. 

Dip Not 1- Amsterdam’da bir çok yerde nakit geçmiyor sadece kredi kartı ile temassız ödeme yapılyor (pandemi döneminden kalan bir alışkanlık hala devam ediyor). 

Dip Not 2- Bazı marketlerde ve dükkanlarda sadece Visa kredi kartı geçerli, Mastercard ve Amarican Express geçmiyor.

Havalimanında ‘Train’ kioskundan Central Station seçeneğine bilet aldık (en hızlı seçenek olan ‘Thalys’ tren seçeneğini tercih ettik) havalimanında yaklaşık 3-4 dakika yürüme mesafesi ve 15-20 dakikalık tren ile seyahat sonrasında Central (Merkez) Tren İstasyonunda indik. Kalabalığı takip ederek çıkışı kolayca bulduktan sonra telefonumuzdaki harita uygulaması ile yaklaşık 5 dakikalık yürüyüş ile otelimize vardık. Otelde check-in işlemini yaparak odamıza eşyaları bırakarak şehri keşif turuna çıktığımızda saat yaklaşık 16:30’du. Düşündüğümüzden daha erken bir saatte işlemleri tamamlayarak günü değerlendirme şansımız oldu. Ekim ayı olmasına rağmen güneşli bir gün karşıladı bizi Amsterdam’da.

Gelelim otel seçimine, otel tercihimiz Hotel Manofa’yı genel olarak beğendik, Amsterdam'a göre fiyat performans açısından güzel bir seçimdi. Otel odamız epey ufaktı ama pencereden ana caddeyi görüyordu. Oda temiz ama küçüktü. Küçük olması bizim gibi otel odasında çok vakit geçirmeyecekler için sorun olmayacaktır. Yerler halıflex ve odalarda terlik yoktu, yanınıza seyahat terliği getirmeyi unutmayın. Otel resepsiyonu 1.katta ve odalar bunun üst katlarında. Merdivenler biraz dar, valizleri taşımak biraz zor.


Otel resepsiyonunda kahve makinesinde 7/24 kahve servisinden yararlanabilirsiniz. Otelde kahvaltı mevcut değil, çok gerekli de değil etraftaki güzel kafelerde kahvaltı yapmak daha keyifli. TV Kumandasını resepsiyondan istemek gerekiyor.  Otelin konumu çok güzeldi, tren istasyonuna 5 dakika yürüme mesafesinde çok merkezi konumda. Kanal otelin hemen yakınında ön tarafında kalıyor. Otelin önünden Dam Square 7-8 dakika yürüme mesafesinde. Otel Amsterdam Kongre ve Fuar merkezi alanı Beurs van Berlage’ın tam karşısında. Tüm Amsterdam'ı otelden yürüyerek keşfedebilirsiniz. Akşam/gece otel çevresi hareketli. Otelin arka caddesinde de alışveriş merkezleri ve hediyelik eşya dükkanları ve restoranları bulabilirsiniz. Meşhur Red Light District ise otele yaklaşık 3-4 dakikalık yürüyüş mesafesinde.



Amsterdam’ı keşfetmeye hazırız.

Otel’in hemen yanında bulunan Amsterdam’ın en meşhur Patates kızartmacısı Manneken Pis Amsterdam önünde sıraya girerek meşhur patates kızartmasını tadına baktık. Alt tarafı bir patates deyip geçmeyin, öyle değil, damak tadınıza patates kızartması sevip sevmediğinize göre sevip sevmeyebilirsiniz ama biz çok beğendik. Denemeden geçmeyin derim. Sos tercihleri ile de çok leziz oluyor. Küçük boy, orta boy ve büyük boy seçenekleri mevcut. En ideali orta boy, büyük boyu bitirmek sanırım imkansızdır  Fiyatları küçük boy 4.25, orta boy 5.25, büyük boy 6.25 Euro, herbir sos seçimi ise 1.25 Euro. Biz peynir sosunu çok beğendik, sosu üstüne döküyorlar ama isterseniz ayrı bir kapta da sosu olabilirsiniz. Oturarak yeme seçeneği yok ama mekanın hemen dışında ayaklı stantlarda yer bulursanız burada da yiyebilirsiniz. 



Patateslerimizi de yedikten sonra Dam Square’e doğru yürümeye başladık. Dam meydanı ise tipik Avrupalı Dam Meydanları gibi tarihi ve mimari açıdan özel. Turistlerin akınına uğrayan bu meydanda sokak şarkıcılarının çaldığı ‘Caney Caney’ şarkısı ve halay çeken bir grup karşıladı bizi. Türkler ve müzikler heryerde :)



Buradan hemen bizim İstiklal Caddesine benzeyen Kalverstraat caddesi üzerinde gezmeye devam ediyoruz. Karşılıklı mağazalar ve çok güzel cookie shoplar var. Buranın en meşhur cookiesini yemezsek olmazdı, tabi ki burada da sıraya girmek gerekti :)



Ünlü Van Wonderen Stroopwafels mağazası, Amsterdam'da Dam Meydanı'na oldukça yakın bir konumda bulunmaktadır.


Van Wonderen Stroopwafels, geleneksel Hollanda tatlılarından biri olan "stroopwafel"i modern ve yaratıcı bir şekilde sunan bir markadır. Stroopwafel, iki ince karamel katmanı arasında yer alan yumuşak bir şekerli bisküvidir. Van Wonderen Stroopwafels, bu lezzetli tatlıyı farklı çeşitlerde ve özel soslarla sunarak müşterilere özgün bir deneyim sunmaktadır.

Mağazanın tarihçesi, geleneksel stroopwafel tarifini modern bir şekilde yorumlayarak ve renklendirmeler ekleyerek başlamaktadır. Van Wonderen Stroopwafels, bu eşsiz tatlıyı hem Amsterdam yerlilerine hem de turistlere hitap eden özel bir lezzet durağı haline getirmiştir. Mağaza, tatlı severlerin damak zevkine uygun çeşitler sunarak popülerliğini artırmış ve Amsterdam'un tatlı markalarından biri haline gelmiştir.

Eğer Amsterdam'da iseniz ve geleneksel Hollanda tatlılarını denemek istiyorsanız, Van Wonderen Stroopwafels mağazasını ziyaret edebilir ve bu eşsiz lezzetin tadını çıkarabilirsiniz.

Ardından şehir merkezinde kanalları, çiçekçileri dolaşmaya devam ettik.

Yollarda epeyce ünlü şirketlerin önünden geçtik.

Bisiklet ve bisikletlilere ayrıca bir parantez açmak faydalı olur. Amstedam'da her sokakta her yerde bisiklet var, yollar yayalara, bisikletlilere ve araçlara ayrılmış dudumda. Karşıdan karşıya geçerken bisiklet yoluna ve bisikletlilere dikkat etmek gerekiyor, saatte ortalama 50 km hızla gidiyor bu şehirde Bisiklet kullananlar. Burada bisiklet kullanmak ralliye katılmak gibi, bizim bisiklet kullanmamız pek benzemiyor, biraz alışmak lazım Amsterdam'da bisiklet sürmek için.

Şehir Merkezinde Gezilecek Yerler:

  1. Anne Frank Evi (Anne Frank Huis): İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudi ailesi ile saklanan Anne Frank'ın evi, şehirde ziyaret edilebilecek önemli müzelerden biridir.

  2. Van Gogh Müzesi: Ünlü ressam Vincent van Gogh'un eserlerini içeren bu müze, sanatseverler için harika bir ziyaret noktasıdır.

  3. Rijksmuseum: Hollanda'nın en büyük sanat ve tarih müzesidir. Rembrandt ve Vermeer gibi ünlü sanatçılara ait eserleri görmek için ideal bir yerdir.

  4. Dam Meydanı (Dam Square): Şehir merkezinin kalbinde bulunan bu meydan, Amsterdam Kraliyet Sarayı'nı ve Yeni Kilise'yi içerir. Ayrıca, alışveriş yapabileceğiniz mağazalar ve kafeler de meydanda bulunur.

  5. Madame Tussauds Amsterdam: Dünyaca ünlü balmumu müzesi, ünlü kişiliklerin balmumu heykelleri ile ziyaretçilere eğlenceli bir deneyim sunar.

  6. Kraliyet Sarayı (Koninklijk Paleis): Dam Meydanı'nda bulunan Kraliyet Sarayı, mimarisi ve tarihi önemi ile dikkat çeker.

  7. Red Light District (De Wallen): Amsterdam'ın ünlü kırmızı ışık bölgesi, gece hayatı ve eğlence için bilinir. Ancak, bu bölgede dolaşırken dikkatli olun ve yerel kurallara saygı gösterin.

Alışveriş Merkezleri ve Caddeler:

  1. Kalverstraat: Amsterdam'un ana alışveriş caddelerinden biridir. Moda, elektronik, hediyelik eşya ve daha fazlasını bulabileceğiniz mağazalara ev sahipliği yapmaktadır.

  2. De Negen Straatjes (Dokuz Sokak): Şehir merkezinde yer alan bu bölge, küçük butik mağazalardan antikacılara kadar çeşitli dükkanlara ev sahipliği yapmaktadır.

  3. Magna Plaza: Dam Meydanı'na yakın olan bu alışveriş merkezi, lüks markalara ait mağazaları içerir.

  4. Albert Cuyp Pazarı: Amsterdam'un en ünlü açık hava pazarlarından biridir. Taze ürünler, giyim ve hediyelik eşyalar gibi çeşitli ürünleri bulabilirsiniz.

  5. Leidsestraat: Moda mağazaları, takı butikleri ve kafelerle dolu bu cadde, alışveriş yapmak isteyen ziyaretçilere hitap eder.

Amsterdam'da gezilecek yerler ve alışveriş bölgeleri oldukça çeşitlidir, bu liste sadece bir başlangıç ​​noktasıdır. Şehirde dolaşırken keşfedeceğiniz birçok gizli güzellik ve ilginç yerler bulacaksınız.

Akşam yemeği öncesinde birkaç peynir mağazasından çeşit çeşit peynir tadımı yaptıktan sonra akşam yemeği de yiyerek güzel bir mekanda birşeyler içtikten sonra şehrin sokaklarının gece keşfine devam ederek otele dönüş yaptık.



Sabah erken saat için online sitesinden Rijksmuseum için rezervasyon yaptırdık. Sizde müzenin resmi sayfası üzerinden kişibaşı € 22.50 karşılığından bu linkten bilet alımını yapabilirsiniz. Rezervasyon saatimizden daha erken gitmiştik müzeye ama kalabalık olmadığından bizi erken saatte içeriye aldılar. Müze sever birsi olduğum için öylr kolay bitmiyor müze gezmelerimiz.


Rijksmuseum, Amsterdam'da bulunan ve Hollanda'nın ulusal müzesi olarak kabul edilen muazzam bir sanat ve tarih müzesidir. 19. yüzyılda kurulan bu müze, zengin koleksiyonuyla Hollanda sanatının ve tarihinin geniş bir yelpazesini ziyaretçilere sunar.

Rijksmuseum'un öne çıkan özellikleri arasında Hollanda Altın Çağı'na ait birçok önemli eserin bulunması yer alır. Rembrandt'ın ünlü eseri "Gece Devriyesi" (Night Watch) müzenin en bilinen eserlerinden biridir ve ziyaretçilerin büyülenmesini sağlar. Ayrıca, Vermeer, Van Gogh, Frans Hals ve diğer ünlü Hollandalı sanatçıların eserleri de müzenin koleksiyonunda yer alır.

Müze, sadece resim değil, aynı zamanda mobilya, giyim, mücevherat ve diğer sanat eserleriyle de dikkat çeker. Hollanda'nın tarihini ve kültürünü anlamak isteyenler için eşsiz bir kaynaktır.

Rijksmuseum, muazzam binası ve geniş koleksiyonuyla Amsterdam'un sanat ve kültür alanında en önemli noktalarından biridir. Ziyaretçilere zengin bir sanat deneyimi sunan bu müze, Hollanda'nın sanat mirasını keşfetmek isteyen herkes için unutulmaz bir destinasyondur.





Işık ve gölgenin ressamı Rembrandt ve Hollanda’nın Mona Lisa’sı olarak tanımlanan ‘İnci Küpeli Kız’ resmini yapan Flaman ressam Johannes Vermeer‘in diğer eserlerinin Rijkmuseum’da mutlaka görmelisiniz.

Rijksmuseum, zengin koleksiyonuyla birçok değerli esere ev sahipliği yapmaktadır. Ancak, mutlaka görülmesi gereken bazı önemli eserler şunlar olabilir;


  1. "Gece Bekçileri" (Night Watch) - Rembrandt van Rijn:

  • Hollanda'nın en ünlü tablolarından biri olan bu eser, Rijksmuseum'un en dikkat çeken eserlerindendir.

  1. "Mauritshuis'un İnşası" - Pieter Post:

  • Rijksmuseum'un mimarisini ve dönemin mimarisini gösteren önemli bir tablodur.

  1. "Süt Güzeli" (The Milkmaid) - Johannes Vermeer:

  • Vermeer'in öne çıkan eserlerinden biri olan bu tablo, müzenin değerli sanat eserleri arasında yer alır.

  1. "Eğlenceli Olmayan Şeylerin Kitabı" - Jacob Cats:

  • 17. yüzyılda popüler bir eser olan bu kitap, orijinal baskısıyla birlikte sergilenir.

  1. "Frans Hals'ın Grup Portresi" - Frans Hals:

  • 17. yüzyılın önemli portre sanatçılarından biri olan Hals'ın eserleri arasında bu grup portresi öne çıkar.

  1. "Madalyonlu Adam" (The Threatened Swan) - Jan Asselijn:

  • Barok döneminin önemli eserlerinden biri olan bu tablo, sanatseverleri etkileyen bir yapıttır.

  1. "Minerva'nın Gözyaşları" (The Tears of Minerva) - Jan Steen:

  • Jan Steen'in bu tablosu, alegorik bir temaya sahiptir ve detaylarıyla dikkat çeker.

  1. "Danae" - Rembrandt van Rijn:

  • Rembrandt'ın mitolojik bir konuyu işlediği bu tablo, sanatçının ustalığını yansıtır.

  1. "Ay'ın Üzerinde Yürüyüş" (Starry Night) - Vincent van Gogh:

  • Van Gogh'un ünlü eseri, Rijksmuseum'un Van Gogh koleksiyonunun önemli bir parçasıdır.

  1. "Silahlı Adam" (The Merry Drinker) - Frans Hals:

  • Hals'ın canlı renkleri ve karakter analizi ile dikkat çeken bu tablo, müzenin önemli eserlerindendir.

  1. "İçkiciler" (The Drinkers) - Jan Steen:

  • Jan Steen'in mizahi üslubunu yansıtan bu tablo, sanatseverlere zengin bir görsel deneyim sunar.

  1. "Tacı Alan Haham" (The Jewish Bride) - Rembrandt van Rijn:

  • Rembrandt'ın romantik bir portre örneği olan bu tablo, müzenin Rembrandt koleksiyonunu zenginleştirir.

  1. "Yatak Odası" (The Bedroom) - Vincent van Gogh:

  • Van Gogh'un renk paletinin ve doku kullanımının güzel bir örneğini içeren bu tablo, müzenin modern sanat bölümünde bulunur.

  1. Oto Portresi" (Self-Portrait)  Vincent van Gogh Van Gogh:

  • Van Gogh'un 1887 yılında yaptığı bir otoportreyi içerir ve Rijksmuseum'un zengin koleksiyonunda önemli bir yer tutar.


Ardından Rijkmuseum'un hemen karşısındaki Van Gogh müzesini gezebillirsiniz, aynı gün iki müze gezmek çok zor oluyor ama, vaktiniz varsa ertesi günü rercih edebilirsiniz. Ama biletler hemen bitiyor önceden almazsanız bilet bulmak epey zor oluyor. Bileti resmi sitesi üzerinden bu linkten alabilirsiniz. Bilet fiyatları € 20, fakat 1 Ocak 2024 itibariyle fiyatları € 22 olacak.



Van Gogh Müzesi, Amsterdam'da bulunan ve ünlü Hollandalı ressam Vincent van Gogh'a adanmış bir müzedir. Müze, Van Gogh'un eserlerini ve hayatını sergileyerek ziyaretçilere sanat dolu bir deneyim sunar.

Müze, genellikle Van Gogh'un sanat kariyerinin farklı dönemlerine ait birçok eserini içerir. Van Gogh'un öne çıkan eserleri arasında "Ay'ın Üzerinde Yürüyüş" (Starry Night), "Ayçiçekleri" ve "Uyuyan Arlesli Kadın" gibi ünlü tablolar bulunmaktadır. Ayrıca, ressamın mektupları, eskiz defterleri ve kişisel eşyaları da müzenin koleksiyonunu oluşturan unsurlardır.

Van Gogh Müzesi, sanatseverlere ressamın yaşamına ve sanatına derinlemesine bir bakış sunmanın yanı sıra, döneminin sanat hareketlerini de anlamalarına yardımcı olur. Müze, Van Gogh'un eserlerinin yanı sıra diğer sanatçıların tablolarını da sergileyerek geniş bir perspektif sunar.

Van Gogh Müzesi, mimarılığı ve iç tasarımı ile de dikkat çeker. Modern ve etkileyici bir binada yer alan müze, ziyaretçilere sanatla dolu bir yolculuk sunar. Amsterdam'daki kültürel zenginlikler arasında özel bir yer tutan bu müze, sanatseverler için muazzam bir deneyim sunmaktadır.


Müze, sanatçının farklı dönemlerinden ve çalışmalarından birçok önemli eseri sergilemektedir. İşte Van Gogh Müzesi'nde yer alan bazı önemli eserler:

  1. "Ay'ın Üzerinde Yürüyüş" (Starry Night):

  • Van Gogh'un en ünlü eserlerinden biri olan "Ay'ın Üzerinde Yürüyüş," sanatçının yıldızlı gece manzaralarını nasıl benimsediğini gösterir.

  1. "Ayçiçekleri" (Sunflowers):

  • Van Gogh'un ünlü "Ayçiçekleri" serisinin bir parçası olan bu tablo, sanatçının renk paleti ve fırça darbeleriyle dikkat çeker.



  1. "Yatak Odası" (The Bedroom):

  • Van Gogh'un kendi yatak odasını tasvir ettiği bu tablo, sanatçının renk kullanımının ve kişisel yaşamına dair içgörülerinin bir yansımasıdır.

  1. "Patates Yiyenler" (The Potato Eaters):

  • Van Gogh'un erken dönem eserlerinden biri olan "Patates Yiyenler," sanatçının sosyal gerçekçi bir yaklaşımı nasıl benimsediğini gösterir.

  1. "Kendi Portresi" (Self-Portrait):

  • Van Gogh'un kendi portrelerinden biri olan bu tablo, sanatçının kendi iç dünyasına dair bir bakış sunar.

  1. "Kahve Tarlası" (The Cafe Terrace at Night):

  • Van Gogh'un renk kullanımının ve atmosfer yaratma yeteneğinin güzel bir örneği olan bu tablo, bir kafede gece manzarasını tasvir eder.

  1. "Amandier'de İlkbahar" (Almond Blossoms):

  • Van Gogh'un oğlu Vincent için yaptığı bu tablo, sanatçının duygusal ve sembolik bir anlam yüklediği eserlerinden biridir.

  1. "Meşe Ormanı" (The Oak Tree):

  • Van Gogh'un doğayı ve ağaçları resmettiği bu tablo, sanatçının dönemindeki peyzaj resmine olan katkılarını yansıtır.

Van Gogh Müzesi'nde bu eserler, sanatçının çeşitli dönemlerindeki yaratıcılığını ve evrimini gösteren önemli örneklerdir. Müze, Van Gogh'un sanatına ve yaşamına dair derinlemesine bir anlayış sunar.


Buradan çıkışta marketten aldığımız sandwich ve meyve salatasını müzenin dışında parkta atıştırdıktan sonra rotamız Vondelpark. Müzeden sonra yaklaşık 20-25 dakika yürüme mesajesinde. Vondelparkın içinde de yürüyüş yaparak parkı keşfedeceğimiz için yürüyüş mesafesi biraz fazla olabilir ama yine de sokakların büyüleyici havasında şehri solumak harika :)



Vondelpark: Amsterdam'un Yeşil Cenneti

Amsterdam'un kalbinde yer alan Vondelpark, şehrin en büyük ve en ünlü parklarından biridir. Sadece doğanın değil, aynı zamanda şehirli yaşam tarzının da bir simgesi olan bu park, ziyaretçilere dinlenme, eğlence ve rekreasyon için mükemmel bir ortam sunar.


Bisiklet Yolları ve Göl Kenarı Manzarası

Vondelpark, geniş yeşil alanları, göletleri, renkli çiçek bahçeleri ve bisiklet yollarıyla doludur. Amsterdam kültürünün bir parçası olan bisiklet tutkusunu yaşamak istiyorsanız, park içindeki güzel bisiklet yolları tam size göre. Ayrıca, gölet kenarında oturup sakinleşebilir, kuğuları izleyebilir ve şehrin gürültüsünden uzaklaşabilirsiniz.

Vondelpark, yaz aylarında açık hava konserleri, tiyatro gösterileri ve diğer sanat etkinliklerine ev sahipliği yapar. Yerel sanatçıların performansları, parkı adeta bir sahne haline getirir ve ziyaretçilere eğlenceli bir deneyim sunar.



Yeşil Kaçış ve Piknik Keyfi

Şehrin karmaşasından kaçmak isteyenler için Vondelpark, huzurlu bir kaçış noktası sunar. Park geniş yeşil alanlarıyla, ağaç gölgeleri altındaki piknik masalarıyla ve doğayla iç içe olabileceğiniz noktalarla doludur. Gün batımında yapılan romantik piknikler, çiftlere unutulmaz anlar yaşatır.



Müzeler ve Kültürel Zenginlik

Vondelpark, sadece doğa ile değil, aynı zamanda kültürle de iç içe bir deneyim sunar. Parkın hemen yanında yer alan müzeler arasında Van Gogh Müzesi ve Rijksmuseum gibi önemli kültür kurumları bulunmaktadır.

Vondelpark, Amsterdam'un enerjik atmosferinden bir mola almak isteyen herkes için ideal bir kaçış noktasıdır. Yeşillikleri, kültürel etkinlikleri ve sakin atmosferiyle, şehrin sunduğu benzersiz bir deneyimi tamamlar.

Buraya geldiğinde insanların yürüyüş yaptığını, köpeklerini gezdirfiklerini yada çimenlere oturup sohbet ettiklerini görürsünüz. Hava güneşli ise gçöl kenarında laflamak epey keyifli görünüyor.



Amsterdam'da ikinci günün akşamına doğru Voldenpark çıkışında robot2ların içki servisi yaptığı yeni bir mekana gittik. Aslında Robo-Bar Asian Grill & Sushi olarak geçiyor mekan, yemek yiyiorusunuz istersenizde bardan istediğiniz içkiyi, kokteyli robot kollar size hazırlıyor. Az kaldı robotlar heryerde olacak :)



Robo Bar adlı mekan, Amsterdam'ın popüler Leidseplein semtinde, Rijksmuseum'un hemen yakınında halka açık. Toni, bar yapısının tavanından sarkan 150'den fazla farklı şişeden oluşan kokteyl ve kokteyl listesini sallayabiliyor, karıştırabiliyor ve harmanlayabiliyor. Aslında bir Asya Sushi Restoranı olan mekanın bar bölümünde Robot kollar istenen içkileri hazırlayıp sunmakta. Biz kokteylinden içmedik ama hazorlayışına tanıklık ettik. bu arada mekan epey güzeldi, sushi'sini de biz sevdik yolunuz düşerse güzel deneyim olur.



Dinlendik, yemek yedik eğlendik artık tekrar şehri keşfetmeye devam. Yolumuz yine Dam Meydanı (Dam Square) tarafına doğru çıkıyor.


Madame Tussauds Amsterdam müzesine gidemedik ama gitmek isteyenler için yeri hemen diğer müzelerin yakınında,  Dünyaca ünlü balmumu müzesi, ünlü kişiliklerin balmumu heykelleri ile ziyaretçilere eğlenceli bir deneyim sunuyor.


Yolumuz Kraliyet Sarayı (Koninklijk Paleis),  Dam Meydanı'nda bulunan Kraliyet Sarayına doğru, mimarisi ve tarihi önemi ile dikkat çekiyor.


Buradan da Anne Frank Evi (Anne Frank Huis)'nin olduğu yere doğru gidiyoruz. Anne Frank Evi  İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudi ailesi ile saklanan Anne Frank'ın evi, şehirde ziyaret edilebilecek önemli müzelerden biridir. Biz önünden geçtik birden fazla kez ama ziyaret etmedik pek fazla da ilgimizi çeklemedi.



Yavaş yavaş karanlık çökmekte biz de heyecanla akşam ki kanal turunu bekliyoruz. Akşam kanal turu sonra da Red Light District'i gezelim, bakalım söylendiği gibimi gerçekten?


Kanal turu hemen otelin karşısında olduğu için otel uğrayıp üstümüze akşama daha uygun biraz daha kalım mont alarak kanal turuna geçiyoruz. Kanal turu için alternarif çok fazla, isterseniz online da alınıyor ama hiç gerekli, değil, saat başı yada yarım saatte bir zaten turlar düzenleniyor, hemen bilet alıp tekneye geçebilirsiniz. Tekne kalkmadan yarım saat önce gelirseniz istediğiniz güzel bir yer seçerek oturabilirsiniz, geç gelenlere orta sıralar kalıyor, manzara yok, resim çekmek zor...


Biz hem akşam hem sabah kanal turu yaptık, hava açıktı epeyce tüm şehri neredeyse turluyor zaten, hem akşam ışıl ışılken görmek istedik. Akşam kanal turumuzu yaptık Kanal turu yaklaşık 1 saat sürüyor ve şehrü turlayıp geldiğimixz noktaya geri dönüyoruz, sabah şehirden ayrılmadan bir tur da sabahtan yapacağız.


Şimdi rotamızı Kırmızı Fener Sokağına doğru çeviriyoruz. Bize yaklaşık 5-6 dakikalık bir yürüme mesafesinde. Kanallların hemen arka tarafında kalan bölgenin ismi. Geceleri buraya çıkan sokaklarda her türlü insan var. Uyuşturucu satıcıları akşamları bu bölgelerde kol geziyor. Yolda yürürken çokça satıcıya rastladık. Şehirde esrar, mantar serbest ama kokain, eron gibi uyuşturucular yasak. Hollanda devletinin izin verdiği daha masum uyuşturucuları etrafta bolca yer alan mağazalardan alabilirsiniz. 10 metrede bir esrar satan mağazaya denk geliyorsunuz, hatta hediyelik eşya dükkanlarıda da bolca esrarlı, şeker, sakız vb gibi ürünler var. Bir kaç yerde alacağınız uyuşturucu için seçenekleri bile vermişler, nasıl bir kafaya girmek istersin, hayal alemine mi, korku alemine mi, uzay alemine mi gbi... Biz biraz uzak durmak istedik.


Geldik Amsterdam'ın meşhur Kırmızı Fener sokağına yani Red Light District'e (De Wallen), Bırası dünyaca ünlü bir bölge olup şehirdeki tarihi ve kültürel önemi ile öne çıkar. Amsterdam Red Light District hakkında genel bilgiler:

  1. Konum: Red Light District, Amsterdam'ın şehir merkezinde yer alır. Ana noktalar arasında Oude Kerk (Eski Kilise), Oudezijds Achterburgwal ve Oudezijds Voorburgwal kanalları yer alır.

  2. Pencereler ve Işıklar: Bölge, özellikle geceleyin, cinsel işçilikle ilgili faaliyetlerin sergilendiği pencerelerle ünlüdür. Prostitüsyon, Red Light District'in belirgin bir özelliğidir.

  3. Tarih ve Kültür: Red Light District'in tarihi çok eskiye dayanır. Burası, tarihsel olarak denizcilerin ve işçilerin bulunduğu bir bölge olup zamanla farklı kimliklere bürünmüştür.

  4. Eğlence ve Canlılık: Bölge, birçok bar, kafe, gece kulübü ve kırmızı ışık alanları ile doludur. Canlılık, burayı gece hayatının önemli bir merkezi haline getirir.

  5. Turlar ve Geziler: Red Light District'i keşfetmek isteyen ziyaretçiler için birçok turlar mevcuttur. Rehberli turlar, bölgenin tarihini, kültürünü ve önemli yerlerini açıklar.

  6. Kafe ve Restoranlar: Bölgede birçok kafe ve restoran bulunur. Farklı mutfaklardan lezzetler sunan yerler, ziyaretçilere çeşitli seçenekler sunar.

  7. Dikkat Edilmesi Gerekenler: Ziyaretçilere bölgede dolaşırken saygılı olmaları ve özel yaşamlarına saygı göstermeleri hatırlatılır. Bölgeye girerken daha etrafta dolaşan iri yarı güvenlik görevlilerini görebilirsiniz sıkça. Sürekli uyarıyorlar etrafta kesinlikle fotoğraf çekmek yasak, birkaç rivayete göre fotoğraf çeken birkaç kişinin telefonunu nehirre atmışlar, artık doğru yanlış bilemedik ama iki fotoğraf için riske girmeye değmez ki bölgede o kadar seks işçisini görünce zaten fotoğraf çekmek istemiyorsun.

Amsterdam Red Light District, hem tarih ve kültürle ilgilenenler hem de eğlence arayanlar için ilginç bir destinasyondur. Ancak ziyaretçilerin yerel kurallara ve kültüre saygılı olmaları önemlidir.

Mağaza vitrini gibi camların arkasında perdelerin önünde yarı çıplak, çıplak kadınlar müşteri bekliyorlar. Bu sokakta turistler de çok kalabalık olduğundan ortam gayet normal duruyor. İnsanlar eşleri ile el ele gezerken vitrinlerdeki çıplak, yarı çıplak kadınları izliyorsunuz ister istemez. Burada çalışan seks işçilerinin şöyle bir olayı varmış, içeri giren müşteriyi beğenmezlerse geri gönderiyorlarmış. Bu vitrinlerin köşelerinde de genelde cafeler var. insanlar kahve bira içmeye devam ediyor, burada hayat çok farklı akıyor. Sokakta bir de canlı performans merkezi var, Casa Rosso Canlı Sex Tiyatrosu, biletleri 45-50 Euro civarında. Yıllar önce Amsterdam'a gelen arkadaşlarımız gitmişti giderseniz uğrayın demişlerdi, epey sıra da vardı biraz da kalabalıktı ve biz gitmedik. Dünyada pek de fazla olmadığını tahmin ettiğimiz canlı seks gösterisi bu. Porno filmlerdeki uygulamalar sahnede gerçekleştiriliyor gibi düşünebilirsiniz ama tamamen bir gösteri sunuluyormuş aslında, arada mısır satılıyor, içecek satılıyor, vb, sinemada gibisiniz biraz.. İlk başta, bizlerin kültür ve geleneklerinde "yok artık" gibi görünse de olay aslında erotik olmaktan uzak. İnsanları arkadaşlarıyla, eşleriyle de bu mekanda gözleyebiliyorsunuz.


Kırmızı Fener Sokağı (Red Light District)'te dolaşırken güzel cafelerden birine girip birşeyler içmek istedik. Burada kek ve esrar içilen mekanlar da var, içeriye girdiğinizde her yer dumanaltı, ama unutmayın buralarda cigara içebilirsiniz ama sigara içmek yasak :)


Buralarda paket kekler satılıyor esrarlı ama alan arkadaşların söylediği çok da etkili değilmiş. Ama mekanda takılıp cigara içmeseniz bile duman altı ortamdan etkilenebilirsiniz.


Cafe, sonra pub biraz gece yürüyüşü ile 2.günü otele gelerek tamamlıyoruz.


3.günün sabahında kahvaltımızı ayaküstü, otelimizde ikram olan kahve ve hemen otelin iki yan dükkanında bulunan mini marketten aldığımız kruvasan ile yapıyoruz.


Otelimizin hemen yan sokağı, ve arka sokağı alışveriş için inanılmaz ideal bir alan, Bir sürü mağaza ve hediyelik eşya seçenekleri var. Hediyelik eşyalarımızı, ardından peynir dükkanından alacağımız birkaç çeşit peynir alarak eşyalarımızı otelde bırakarak otelimizden check-out işlemini tamamlıyoruz. Ardından kanal turumuzu yapıyoruz. Gündüz gözü ile kanal turu çok daha güzeldi, şansımıza hava soğuk olmasına rağmen çok güneşli ve güzeldi hava. Kanal turu hakkında biraz daha detaylı bilgi vermek gerekirse; teknelerle yapılan kanal turları genellikle şehrin ünlü kanallarını ve tarihi bölgelerini gezerek ziyaretçilere şehri farklı bir perspektiften görmelerini sağlar. Bu turlar, Amsterdam'ın kanallarının güzelliklerini, tarihi yapılarını ve benzersiz atmosferini keşfetmek isteyen ziyaretçiler için popüler bir seçenektir;


Amsterdam'ın Büyüsünü Kanal Turunda Keşfedin!


Amsterdam'ın kalbinde unutulmaz bir kanal turuna çıkın ve UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan merkezi bölgeleri keşfedin. Muazzam 17. yüzyıl kanal evlerini, tarihi tüccar konutlarını, büyüleyici köprüleri ve sembolik Hollandalı bisikletçileri hayranlıkla izleyin. Rahat bir tekneye atlayın ve Anne Frank Evi ile Westerkerk'in yanından geçin. IJ Nehri üzerindeki Piet Heinkade boyunca inşa edilen yeni mimari harikaları gözlemleyerek, eski binalardan daha fazlasının yanından süzülün.Yolculuğunuz sırasında Hollanda başkentinin sunduğu her şeyi 1-1,5 saat içinde keşfedin. Kıskanılacak kareler yakalamak için fotoğraf makinenizi yanınıza bulundurun. Amsterdam'ın önemli noktalarını keşfedin ve şehri gerçekte olduğu gibi deneyimleyin. Golden Bend, Overhoeks (şehrin en yeni mahallesi), limandaki Denizcilik Müzesi'nin dışındaki etkileyici VOC gemisi replikası gibi manzaraları içinize çekin.






  1. Güzergah:

  • Tur güzergahları değişebilir, ancak genellikle tarihi bölgeleri, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan kanal halkalarını (Grachtengordel), Anne Frank Evi'ni, Rijksmuseum'u, Van Gogh Müzesi'ni ve diğer önemli noktaları içerir.

  1. Süre:

  • Kanal turlarının süresi genellikle 1 ila 1.5 saat arasında değişir. Bazı turlar daha uzun veya daha kısa sürebilir, bu nedenle seçtiğiniz tur operatörünün sunduğu turun süresini kontrol etmek önemlidir.

  1. Fiyatlar:

  • Tur fiyatları tur şirketlerine ve turun içeriğine bağlı olarak değişebilir. Genellikle çocuklar ve yetişkinler için farklı fiyatlandırmalar olabilir.

  1. Rehberlik:

  • Bazı kanal turları rehber eşliğinde gerçekleşir ve rehberler, Amsterdam'ın tarihini, kültürünü ve ilginç hikayelerini paylaşırlar. Sesli anlatım çoğunda türkçe dahil çeşitli dillerde mevcut olabilir.

  1. Tekne Türleri:

  • Kanal turları için kullanılan tekneler farklı boyutlarda olabilir. Büyük tekneler genellikle grupları taşırken, küçük tekne turları daha kişisel bir deneyim sunabilir.

  1. Rezervasyon:

  • Özellikle yoğun turist dönemlerinde, kanal turlarına olan talep yüksek olabilir ama çok fazla tekne olduğu için fiyt karşılaştırması ile teknenizi seçin.




Kanal turumuzun ardından otele dönüş yaparak eşyalarımızı alarak kiraladığımız aracı almak için havalimanına geçiyoruz. Havalimanına yine tren istasyonuna giderek buradan havalimanına geçerek daha önce rezervasyon yaptığımız bir araba kiralıyoruz. Aracımızı Sixt üzerinden 4 günlük kiraladık, şehir merkezinde araç seçeneği kısıtlı olduğundan ayrıca havalimanında araç teslim etmek istediğimizden araç kiralama için havalimanına geri gelmek durumunda kaldık.


Not 1:

Gezimizin ilk durağı Amsterdam. Seyahat planımız 2 gece 3 gün Amsterdam, 1 gün Rotterdam, Zaanse Schans, Edam, Volendam, Marken gezisi ve arından 2 gece Giethoorn. 2.gün Giethoorn'dan ayrılarak 2 gece konaklamalı Gent-Brugge, Brugge'dan ayrıldıktan sonra Rotterdam üzerinden Amsterdam havalimanına geçiyoruz. Amsterdam şehir merkezinde araba ihtiyacımız olmadığı için 3.gün için Havalimanı alış Havalimanı teslim ile araç kiraladık. Şimdi Amsterdam gezimiz başlıyor...

Not 2: Gezimizin 3.günüAmsterdam'dan Rotterdam'a gidip oradan Edam, Volendam bölgesine gittik, 3. gün Rotterdam'a gitmek Zaanse Schans, Edam, Volendam, Marken bölgesine ziyaratimizi biraz kısıtladı.

Not 3: Giethoorn'dan dönüşte Rooterdam'a ve Gent'e uğramadan direkt Brugge'a geçilip Belçika'da 2.gün Gent'e gezisi yapılarak oradan Rotterdam'a geçilerek konaklama orada yapılabilirdi.

Not 3: Amsterdam için gidiş dönüş uçak bileti almasaydık dönüşü Belçika'dan da yapılabilir, seyahat buna göre planlanabilirdi.


31 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page